(06.10.2020)
Ege Atis
Bilen bilir yazmayı seven, araştırmacı biriyim. Yazılarım, gördüklerimi analiz ettiğim ve kendim ile baş başa kaldığım zamanlarda ortaya çıkıyor. Oldukça keyif alıyorum ve yola yeni yazılarla devam ediyorum. Bu yazımda sizlere hayatın içinden seçtiğim notlarımı aktaracağım.
Sivil Toplum Örgütleri adına örnek model…
Yazılarımda sıklıkla Sivil Toplum Örgütleri hakkında fikirlerimi paylaşmaya özen gösteriyorum. Çünkü sosyal sorumluluk bilincini oldukça önemsiyorum. Her fırsatta ifade ettiğim gibi projeler ödül için değil (para, kristal, madalya vb) toplum için yapılır. Bu bir itibar meselesi. İtibar yönetiminin felsefesini bilmeyenler ödüllerin büyüsüne kendilerini kaptırıp, kriterler için proje, çalışma yapıyor. Onlara hayret ediyorum. Öte yandan gerek içinde bulunduğum, gerekse objektif bir gözle takip ettiğim örnek bir model mevcut. JCI Karşıyaka’dan bahsediyorum. Bulunduğum Karşıyaka şubesi olaylara toplum gözünden bakarak projeler geliştirmeye özen gösteriyor. Yani mevcut projeyi nasıl geliştirip daha fazla kalbe, insana dokunuruz diye bakıyor. Bu bakış açısını son derece doğru buluyorum ve sosyal sorumluluk felsefesine bağlılığını yitirmeyen tüm dostlarıma teşekkür ediyorum.
Türkiye Denizlere Yönelmeli…
Türkiye adeta 3 tarafı denizlerle çevrili bir cennet. Coğrafi konumu ve tüm güzellikleri ile insanlara denizcilik kültürünün önemini anımsatıyor. Bu hazinenin değerini bilip gelecek nesillere aşılamamız gerektiğini düşünüyorum. Çocuklara denizciliğimizin tarihini ve kültürel önemini en iyi biçimde anlatıp, uygulamalı olarak da yaşatmamız gerekiyor. Bu konuya son zamanlarda daha sık kafa yormaya başladım. Potansiyelimiz var ancak yeteri kadar kullanmıyoruz. Zamanımız ama, keşke vb söylemlerle boşa gidiyor. Gerekli adımların atılması için yetkililere çağrımdır. Artık kolları sıvayıp işe koyulmak zorundayız. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ün söylediği gibi Denizciliği Türk’ün büyük ulusal ülküsü olarak düşünmeliyiz.
Lezzet ve rota…
Denizcilik demişken, teknenizle Mersin’e gittiğinizde deneyebileceğiniz lezzetler önereceğim. Tantuni başta olmak üzere batırık, topalak çorbası, biberli ekmek denemeden kentten ayrılmayın. Canınız tatlı çekerse kerebiç, cezerye, karakuş, mamul, taş kadayıfı ve karambaç sizlere lezzet şöleni sunacak. Anamur muzu, dikenli incir, yaban mersini ve günümüzün şöhreti ejder meyvesi de favori. Son bir not, sıkma, Tarsus lahmacunu, humus, şalgam, ciğer dürüm ve yöreye özgü börekleri de deneyin. Mersin’de Yumuktepe, Narlıkuyu, Tisan, Büyükeceli, Kızlar Hamamı ve Soğuksu koylarına yelken açabilirsiniz. Keyifli seyirler.
Modaya yeni bakış…
Modayı takip etmeye çalışıyorum. Bu konuda ki girişimlerin destekçisiyim ve kalemimle de aktarmaya özen gösteriyorum. “Accessorio By D” onlardan biri. Yaratıcısı Derya Türkmenoğlu. Kendisi üniversiteden arkadaşım. Markası sosyal medyada karşıma çıktı. Geçtiğimiz hafta konuştuk. Bana girişim hikayesini: “Takıların stili tamamlamada vazgeçilmez parçalar olduğunu düşünürdüm. Modaya yönelik bir girişim hayalim vardı. Günlük yaşantımda kendi takılarımı dikkatle seçmeye çalışıyorum, markam için de aynı titizlikle çalışmaya özen gösteriyorum. Kalite, şıklık ve zarafet her kadın için önceliktir, ben de bu önceliği marka haline getirmeye çalıştım. Mottom kalite, şıklık ve zarafet diyebilirim” sözleriyle dile getirdi. Tasarımlarını incelemek isterseniz sosyal medyaya göz atabilirsiniz. İncelemenizi öneriyor ve başarılarının devamını diliyorum.
Bitirirken…
Bu yazımda sizlere hayatın içinden notlarımı samimi bir dille aktarmaya çalıştım.
Gelecek yazımda buluşmak dileğiyle...
Hayatın İçinden 
Bir Cevap Yazın