
(24.03.2021)
Ege Atis
2021 yılının ilk çeyreğini geride bırakmak üzereyiz ancak bambaşka bir düzende yaşamlarımıza devam ediyoruz. Alışkanlıklarımız, sosyal hayatlarımız, hobilerimiz ve olmazsa olmaz olarak gördüğümüz her şey değişmiş durumda. Kimilerine göre yeni düzene, güncelleme alıp başlatılan robotlar misali adapte olduk, kimilerine göre ise olmaya çalışıyoruz. Uzun zamandır bu dönemi ciddi şekilde düşünüyorum ve gördüklerim, yaşadıklarım film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor. Bu yazımda, son 1 yılda kendi açımdan baktığım gelişmeleri (yenilikler vb) kaleme alıyorum.
Dijitale uyum sağlayan kazandı…

Pazarlama kendimi yakın hissettiğim bir alan. Gerek geleneksel olarak adlandırılan pazarlama stratejilerine yani Kurumsal İletişim ve diğer alanlar (Gazete, TV, Radyo…), gerekse dijital pazarlama stratejilerine (sosyal medya, Analytics, Ads…) ilgi duyuyorum. Haliyle dünya geneli gelişmeleri de yakından takip ediyorum. 21. yüzyılda yaşıyoruz. Dünya geneline baktığımız zaman bilginin oldukça hızlı paylaşıldığı bir dönemdeyiz. Pazarlama dünyasına yön veren saygın isimler, yeni gelişmelerin önemini “Dijital dünyaya adapte olmayanlar kendini yenileyemez” olarak ifade ediyor. Bu nedenle mevcut pazarlama stratejileri hızla değişiyor. Bu noktada iş dünyasının dijital pazarlamaya ağırlık verdiğini söylemek yanlış olmaz. Son 1 yılda bu değişim yeni bir noktaya geldi. Dijital pazarlamayı kullanmayan ya da yeteri kadar bütçe ayırmayan kuruluşların yeni düzene hızla adapte olduğunu gördük. Sosyal mesafe kuralları gereğince evlerimizde olduğumuz şu günlerde, dijital stratejiler geliştirip bireylere daha çok eriştiler. Hem marka bilinirlikleri arttı hem de satış oranları gelişme kaydetti.
Önemli not
Yazılı basınının önemi unutulmamalı…

Dijital dünyaya adapte olmak elbette çok önemli ancak unutulmaması gereken bir nokta olduğunu düşünüyorum. Gazetelerin yani yazılı basının değeri bana göre hiçbir zaman göz ardı edilemeyecek kadar değerlidir. Küçüklüğümden beri gazete okumayı seven bir birey olarak her zaman o mürekkep kokusunun verdiği duyguyu ararım. Bu nedenle, pazarlama faaliyetlerine yönelik olarak geleneksel stratejiler terk edilmemeli. Dünya hangi yöne giderse gitsin, gazetelerin okur kitleleri var olmaya devam edecek.
Sivil Toplum Örgütleri yeni modele geçti…

Ben bir sivil toplum gönüllüsüyüm bu nedenle sosyal sorumluluk çalışmalarına mutlaka katılıyorum. İlaveten yazılarımda sıklıkla sivil toplum örgütlerine yönelik fikirlerimi paylaşıyorum. Onların, yeniliklerin öncüsü olduğuna inanırım. Son 1 yıldır içinde bulunduğumuz şartlar gereği, dernekler yapısal değişikliklere gitmek durumunda kaldı. Yüz yüze yapılan toplantılar internet ortamında yapılmaya başlandı. Pek çok dernek bu düzene alışamadı ancak kabullenmek durumunda kaldı. Sosyal yaşantımda JCI Karşıyaka’nın bir parçasıyım. JCI’da bu dönüşümü başarıyla hayata geçirdik. Çünkü şartlar ne olursa olsun hedefimiz ve vizyonumuz değişmedi. Yeni projelerle daha çok kalbe dokunmaya odaklandık. Çalışmalarımıza dijital ortamda tam gaz devam ediyoruz. Bana göre yeni düzenle birlikte, farklı fikirler ortaya çıktı çünkü projeler daha çok kişinin katılımıyla masaya yatırıldı. Bireyler eski düzende, yoğunlukları nedeniyle zaman zaman katılım gösteremiyordu. Ancak deyim yerindeyse teknolojinin nimetlerine geçildiği için bu problem ortadan kalktı. Kendi yaşantımdan aktarmam gerekirse, yüz yüze iletişimi daha çok seven bir bireyim ancak bu değişimin, pandemi bitse dahi devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Covid-19’u sık sık unuttuk…

Koronavirüs 2020’de hayatımıza girip 2021’de de korkulu bir rüya haline geldi. Gerek ülkemizde, gerekse dünya genelinde pek çok sağlık görevlisi yaşamını yitirdi. Birçoğu halen çocuklarının yüzlerini dahi göremiyor. Son zamanlarda etrafımdan sıklıkla covid-19 vakaları duyuyorum. Hiç şüphesiz hepsinin sebebi tedbirsizlik. Haberleri izlediğim zaman anlam veremediğim bir rahatlık seziyorum. Geçmiş yazılarımda da kaleme aldığım gibi ciddi tedbirler uygulamamız gerekiyor. Sosyal mesafemize dikkat etmek, hijyen kurallarına eksiksiz uymak çok önemli. Avrupa ve tüm dünya gibi bizim ülkemizde büyük bir sınav veriyor. Bunu artık iyice anlamalıyız, covid-19 bitmedi ve onu unutma lüksümüz yok. Bu sebeple lütfen gerekli tedbirlere uyalım, akla ve mantığa uygun hareket edelim. Unutmayın aylardır çocuklarının yüzünü göremeyen, evine gidemeyen sağlık çalışanlarımız var..
Yeni içerikler evlerimizin parçası haline geldi…

Eskiden sinemaya, tiyatroya ya da müzikale gitmek problemlerden uzaklaşma aktivitelerimiz olurdu. Arkadaşlarımız, yakınlarımız ile gider ve doyasıya eğlenirdik. Eğlence sektörü son 10 yılda büyük bir değişim geçirdi. Çeşitli dijital platformlar evlerimize girmeye başladı. Özellikle akıllı televizyonlara entegre olmaları ve istediğimiz zaman erişebiliyor olmamız en büyük avantajdı. Pandemi dönemiyle başlayan yeni düzende hobilerimiz ve haliyle sosyal aktivitelerimiz değişti. Geçtiğimiz yıldan bu yana istediğimiz filmi, tiyatroyu ve pek çok yapımı kolaylıkla izler olduk. Bu zorlu süreçte bir nebzede olsa spor, kültür ve sanat aktivitelerine uyum sağlayabiliyoruz. Bu sebeple, yeni içerikleri takip etmenizi ve sosyal aktivitelerden uzaklaşmamanızı öneriyorum.
Son Söz
Her şey için teşekkürler büyük usta…

Türk Tiyatrosu’nun usta ismi Rasim Öztekin geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrıldı. Vefat haberini aldığım an çok üzüldüm. Kendileri sayesinde rahmetli dedem ile unutulmaz anılarım oldu. Özellikle seksenler dizisinde hayat verdiği Fehmi karakterini çok severdik. Dedeme taklidini yapardım ve çok güldürürdüm. Yaşadıklarım yanıma kar kaldı. Usta hakkında sayfalarca yazsam yeridir. Çocukluğumda, gençliğimde kısacası hayatımın her diliminde saygı ve sevgiyle takip ederdim. Fırsatım oldukça sanatçı ve örnek kişiliğini gelecek nesillere anlatmaya özen göstereceğim. Canlandırdığı rolleri ve tiyatromuza kattığı tüm değerler için minnet duyuyorum. Kendilerini hiç unutmayacağız.
Gelecek yazımda buluşmak dileğiyle…
Bir Cevap Yazın